5 Kasım 2015 Perşembe


AŞK - FARABİ

Farabî’nin sözünü ettiği aşk, geçici bir eylem olan bir başkasını sevme duygusu değil, ruhun doğrudan Allah’a bağlanmasıdır. İnsan ancak Allah’a duyduğu sınırsız, karşılık beklemeyen bir sevgiyle gerçeğe ulaşabilir.

İnsanoğlunun varolma nedeni ve yaşama nedeni, gerçeği bulmak, yorumlamak ve açıklamaktır. Bu düşünce ve inanç düzeninde de, insanın yol göstericisi akıldır. Ama aklı, duyuların yanıltıcı etkisinden, gerçekten uzaklaştırıcı eylemlerden kurtaran temel ilke ve tek güç aşktır. “Aşksız akıl başarısız bir ilke, akılsız aşksa, yönü belli olmayan bir doğrultuda akıp giden sınırsız bir coşkudur“. Aşkın ve aklın sürekli bir beraberlik ve uyum içindeki eylemiyse, felsefe yapmak anlamına gelir. Bu, aydınlatıcı, çözümleyici bir düşünme eylemidir; insan, varlığının temel ilkelerini ancak bu tür bir eylemle kavrar; yaratıcı öze yaklaşır; gerçeği anlamanın yolunu bulur.
İşte, bilinenden hareket ederek bilinmeyene ulaşmak diye tanımlayabileceğimiz felsefe yapmak, ancak aşk ve akıl birliğiyle ve onların yol gösterid ligiyle olanaklıdır. Farabî’ye göre insan buna layıktır çünkü kendinde taşıdığı değerli bakımından Bütün’ün bir örneği evrenin bir özetidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder